Merve NAVRUZ
Köşe Yazarı
Merve NAVRUZ
 

MUŞTU

Gönlüne ektiklerini nereden bilsin yeryüzü? Gönlün semalarda nefes alırken, yerdekilerle kalmak için nedir bu çaban? Göğün karanlığına saklanmış hazineleri bulmanın zamanı gelmedi mi? Bak kapın çalıyor, hala karıncanın hatırını sormayacak mısın? Sesinin duyan ile kalbini duyan arasındaki farkı anladığın gün açılacak tüm kapılar. Ses olup, ses duymaya yetebilecek bir zerre olduğunu kabullendiğinde hafifleyecek omuzundaki yükler. Mülkün sahibinin içindekilerden bihaber olamayacağını ve duyulmak için ses olmaya bile gerek kalmadığını anladığında, olman gerektiğin yere daha yakın olacaksın. Vazgeçerek kalbinin yüklerini hafiflettiğinde anlayacaksın her şeyin özen gösterilmeyi hak etmediğini. Özenmen gereken tek şeyin Yaratıcın ile senin arandaki bağ olduğunu, inşallah ardı ardına gelen muştular ile anlayacaksın. Seni ve tüm alemi bu mevsime öyle güzel hazırladı ki Âlemlerin Rabbi, muhtevasını ismi ile ifşa etti ilk Regaip diyerek. Nasip ve hak diyerek devam etti yol. Recep ayı seslendi " Ey kendini fil zanneden nefisler, sakın karıncanın hakkını yemeyin" diye ikaz etti. Ardından gökkuşağının hafif geçişleri gibi naif bir hal ile Şaban ayı tecelli etti. Onun payına da " Ey karınca hâli üzere olanlar, filin hakkını yemeyin" demek düştü. Ve 11 ayın incisi kapımızı çalıp girdi içeri. Ramazan’ı Şerif, oruç hali ile kalbimize, dilimize, nefsimize, midemize, gözlerimize ders verdi. Ona da bir söz düşmeliydi ve kendinden önceki kardeşlerine eşlik etmeliydi, tamamlamalıydı bu şiiri. "Kimsenin hakkına göz dikme" dedi ve ardından ekledi " şayet göz dikmezsen nasibin olmayana, nasibin seni en güzel şekilde bulacaktır, bekle ve sabret" dedi. Bizlere de Regaip ile aralanan muştuya eşlik etmek ve şükretmek kaldı. Vesselam...
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2024 - Salı

MUŞTU

Gönlüne ektiklerini nereden bilsin yeryüzü? Gönlün semalarda nefes alırken, yerdekilerle kalmak için nedir bu çaban?

Göğün karanlığına saklanmış hazineleri bulmanın zamanı gelmedi mi? Bak kapın çalıyor, hala karıncanın hatırını sormayacak mısın?

Sesinin duyan ile kalbini duyan arasındaki farkı anladığın gün açılacak tüm kapılar. Ses olup, ses duymaya yetebilecek bir zerre olduğunu kabullendiğinde hafifleyecek omuzundaki yükler. Mülkün sahibinin içindekilerden bihaber olamayacağını ve duyulmak için ses olmaya bile gerek kalmadığını anladığında, olman gerektiğin yere daha yakın olacaksın. Vazgeçerek kalbinin yüklerini hafiflettiğinde anlayacaksın her şeyin özen gösterilmeyi hak etmediğini. Özenmen gereken tek şeyin Yaratıcın ile senin arandaki bağ olduğunu, inşallah ardı ardına gelen muştular ile anlayacaksın.

Seni ve tüm alemi bu mevsime öyle güzel hazırladı ki Âlemlerin Rabbi, muhtevasını ismi ile ifşa etti ilk Regaip diyerek. Nasip ve hak diyerek devam etti yol. Recep ayı seslendi " Ey kendini fil zanneden nefisler, sakın karıncanın hakkını yemeyin" diye ikaz etti. Ardından gökkuşağının hafif geçişleri gibi naif bir hal ile Şaban ayı tecelli etti. Onun payına da " Ey karınca hâli üzere olanlar, filin hakkını yemeyin" demek düştü. Ve 11 ayın incisi kapımızı çalıp girdi içeri. Ramazan’ı Şerif, oruç hali ile kalbimize, dilimize, nefsimize, midemize, gözlerimize ders verdi. Ona da bir söz düşmeliydi ve kendinden önceki kardeşlerine eşlik etmeliydi, tamamlamalıydı bu şiiri. "Kimsenin hakkına göz dikme" dedi ve ardından ekledi " şayet göz dikmezsen nasibin olmayana, nasibin seni en güzel şekilde bulacaktır, bekle ve sabret" dedi. Bizlere de Regaip ile aralanan muştuya eşlik etmek ve şükretmek kaldı.

Vesselam...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.