Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Merve NAVRUZ
Köşe Yazarı
Merve NAVRUZ
 

HER YAŞIN RENGİ

Hiç düşündünüz mü, yaşların bir rengi olsaydı hangisi hangisine denk gelirdi? Ya da başka bir deyişle, hayatı bir tablo gibi düşünsek, her yaşımız o tabloya nasıl bir renk bırakırdı? Bence bu sorunun kesin bir cevabı yok. Çünkü renkler, duygular gibi; kişiden kişiye değişir, zamanla evrilir. Ama yine de insan hayal etmeden duramıyor. Öyle ya, bazen bir fotoğrafa bakınca burnumuzun direği sızlar, bazen bir kokuyla çocukluğumuza döneriz. Belki de bu yüzden her yaşın, zihnimizde ve yüreğimizde kendine özgü bir tonu vardır. Çocukluk mesela… Bana hep parlak bir sarıyı hatırlatır. Güneşin altında saatlerce oynadığımız, dizlerimizin yara bere içinde ama yüreğimizin tertemiz olduğu zamanlar. Her şeyin yeni, her şeyin büyüleyici göründüğü, dünyanın sadece oyunlardan ibaret sanıldığı o günler… Sarıdır çünkü neşelidir, enerjiktir. Dert bilmez, zamanın kıymetini bilmez ama anı yaşamayı çok iyi bilir. Gözümüzün içinin parladığı, hayal kurmaktan hiç yorulmadığımız zamanlar…Ama bir gün o sarı hafifçe solar. Yerini daha canlı, daha yoğun bir renge bırakır: kırmızıya. Gençlik… Her şeyin çok fazla olduğu dönem. Çok heyecan, çok tutku, çok umut, çok korku. Kalbinin attığını en fazla hissettiğin, risklerin göze alındığı, yanlışların bile güzellik taşıdığı zamanlar… Kırmızı çünkü içinde hem aşk var hem öfke, hem coşku hem kırgınlık. Bu çağda insan, kendini ararken dünyayı sorgular. Ne olmak istediğini bilmeden bir yerlere yetişmeye çalışır. Çok şey ister, çok şeyden vazgeçer. Ama yine de en derin izleri bu yıllar bırakır insanda. Zaman ilerledikçe kırmızı biraz ağırlaşır. O gençlik ateşi, yerini daha soğuk ama daha derin bir renge bırakır: lacivert. Hayatın gerçekleriyle yüzleştiğimiz, sorumlulukların omuzlara bindiği, hayallerin yerini planlara bıraktığı dönemdir bu. Artık her şey daha hesaplı, daha temkinlidir. Kalbin hâlâ çarpar ama bu kez çocuklukta olduğu gibi safça değil, gençlikte olduğu gibi hoyratça da değil… Düşünerek, ölçerek, tartarak. Lacivert; çünkü içinde olgunluk var, sabır var, deneyim var. Yaşamın iç yüzünü görmeye başladığımız ve çoğu zaman kendimizi en fazla yitirdiğimiz yaşlar bunlar olabilir.Derken yavaş yavaş tonlar açılır. Zihin, geçmişin seslerini daha sık duyar. Anılar, bugünün önüne geçmeye başlar. Ve hayat, grinin yumuşak ama derin tonlarına bürünür. Yaşlılık belki de tüm renklerin birbirine karıştığı bir evredir. İlk bakışta solgun gibi görünür gri, ama dikkatli bakınca içinde tüm o parlaklıkların yansımaları gizlidir. Gri, bir bitişin değil, bir tamamlanışın rengidir aslında. Hızın yerini sakinliğe, hırsın yerini kabullenişe bıraktığı; hayattaki en küçük şeylerin bile değerini anlamaya başladığımız dönem. Ve en çok o zaman fark ederiz: Gençken önemsemediğimiz ayrıntılar, aslında en kıymetli renkleri taşıyormuş. Bütün bu renkleri düşününce şunu anlıyorum: Hayat, siyah-beyaz bir film değil, tam tersine son derece renkli bir senaryo. Ve her yaş, bu senaryonun bir sahnesine rengini verir. Bazısı parlak, bazısı mat; kimisi içimizi ısıtır, kimisi içimizi burkar… Ama hepsi bir bütün oluşturur. Geriye dönüp baktığımızda, iyi ki yaşanmış deriz. Çünkü renklerin değeri, geçip gittikten sonra daha iyi anlaşılır.Yaşların bir rengi olsaydı… Belki de önemli olan, hangi rengi ne kadar cesurca yaşadığımız olurdu. Kimi zaman korkarak, kimi zaman severek, kimi zaman da sadece sürüklenerek… Ama her yaş, kendi rengini bulmayı bekler bizde. Ve biz, her yaşın hakkını verirsek, o renkler bir gün tabloya dönüştüğünde geriye bakıp gülümseyebiliriz. Hayat bir palet… Sen hangi fırçayı eline almak istersin?
Ekleme Tarihi: 22 Temmuz 2025 -Salı

HER YAŞIN RENGİ

Hiç düşündünüz mü, yaşların bir rengi olsaydı hangisi hangisine denk gelirdi? Ya da başka bir deyişle, hayatı bir tablo gibi düşünsek, her yaşımız o tabloya nasıl bir renk bırakırdı? Bence bu sorunun kesin bir cevabı yok. Çünkü renkler, duygular gibi; kişiden kişiye değişir, zamanla evrilir. Ama yine de insan hayal etmeden duramıyor. Öyle ya, bazen bir fotoğrafa bakınca burnumuzun direği sızlar, bazen bir kokuyla çocukluğumuza döneriz. Belki de bu yüzden her yaşın, zihnimizde ve yüreğimizde kendine özgü bir tonu vardır.

Çocukluk mesela… Bana hep parlak bir sarıyı hatırlatır. Güneşin altında saatlerce oynadığımız, dizlerimizin yara bere içinde ama yüreğimizin tertemiz olduğu zamanlar. Her şeyin yeni, her şeyin büyüleyici göründüğü, dünyanın sadece oyunlardan ibaret sanıldığı o günler… Sarıdır çünkü neşelidir, enerjiktir. Dert bilmez, zamanın kıymetini bilmez ama anı yaşamayı çok iyi bilir. Gözümüzün içinin parladığı, hayal kurmaktan hiç yorulmadığımız zamanlar…Ama bir gün o sarı hafifçe solar. Yerini daha canlı, daha yoğun bir renge bırakır: kırmızıya. Gençlik… Her şeyin çok fazla olduğu dönem. Çok heyecan, çok tutku, çok umut, çok korku. Kalbinin attığını en fazla hissettiğin, risklerin göze alındığı, yanlışların bile güzellik taşıdığı zamanlar… Kırmızı çünkü içinde hem aşk var hem öfke, hem coşku hem kırgınlık. Bu çağda insan, kendini ararken dünyayı sorgular. Ne olmak istediğini bilmeden bir yerlere yetişmeye çalışır. Çok şey ister, çok şeyden vazgeçer. Ama yine de en derin izleri bu yıllar bırakır insanda.

Zaman ilerledikçe kırmızı biraz ağırlaşır. O gençlik ateşi, yerini daha soğuk ama daha derin bir renge bırakır: lacivert. Hayatın gerçekleriyle yüzleştiğimiz, sorumlulukların omuzlara bindiği, hayallerin yerini planlara bıraktığı dönemdir bu. Artık her şey daha hesaplı, daha temkinlidir. Kalbin hâlâ çarpar ama bu kez çocuklukta olduğu gibi safça değil, gençlikte olduğu gibi hoyratça da değil… Düşünerek, ölçerek, tartarak. Lacivert; çünkü içinde olgunluk var, sabır var, deneyim var. Yaşamın iç yüzünü görmeye başladığımız ve çoğu zaman kendimizi en fazla yitirdiğimiz yaşlar bunlar olabilir.Derken yavaş yavaş tonlar açılır. Zihin, geçmişin seslerini daha sık duyar. Anılar, bugünün önüne geçmeye başlar. Ve hayat, grinin yumuşak ama derin tonlarına bürünür. Yaşlılık belki de tüm renklerin birbirine karıştığı bir evredir. İlk bakışta solgun gibi görünür gri, ama dikkatli bakınca içinde tüm o parlaklıkların yansımaları gizlidir. Gri, bir bitişin değil, bir tamamlanışın rengidir aslında. Hızın yerini sakinliğe, hırsın yerini kabullenişe bıraktığı; hayattaki en küçük şeylerin bile değerini anlamaya başladığımız dönem. Ve en çok o zaman fark ederiz: Gençken önemsemediğimiz ayrıntılar, aslında en kıymetli renkleri taşıyormuş.

Bütün bu renkleri düşününce şunu anlıyorum: Hayat, siyah-beyaz bir film değil, tam tersine son derece renkli bir senaryo. Ve her yaş, bu senaryonun bir sahnesine rengini verir. Bazısı parlak, bazısı mat; kimisi içimizi ısıtır, kimisi içimizi burkar… Ama hepsi bir bütün oluşturur. Geriye dönüp baktığımızda, iyi ki yaşanmış deriz. Çünkü renklerin değeri, geçip gittikten sonra daha iyi anlaşılır.Yaşların bir rengi olsaydı… Belki de önemli olan, hangi rengi ne kadar cesurca yaşadığımız olurdu. Kimi zaman korkarak, kimi zaman severek, kimi zaman da sadece sürüklenerek… Ama her yaş, kendi rengini bulmayı bekler bizde. Ve biz, her yaşın hakkını verirsek, o renkler bir gün tabloya dönüştüğünde geriye bakıp gülümseyebiliriz.

Hayat bir palet… Sen hangi fırçayı eline almak istersin?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Kadriye
(22.07.2025 13:51 - #668)
Güzel kalpli insandan güzel yazılar okumak ne güzel
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik çember