Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Merve NAVRUZ
Köşe Yazarı
Merve NAVRUZ
 

HARPUT DİYARI

Mutluluğun adresi neresi, hiç düşündünüz mü? Sahilde yürürken esen rüzgârda mı, çocukluğun geçtiği sokaklarda mı, yoksa bir akşamüstü çayıyla annenin balkonunda mı saklı? Belki de mutluluğun en tanıdık yüzü, insanın kendi memleketinde hissettiği o derin, tarifsiz aidiyet duygusunda gizlidir. Memlekette mutlu olmak, sadece doğduğun yerde yaşamaktan ibaret değildir. O yerle kurduğun bağdan, geçmişinle olan ilişkinden ve geleceğe dair hayallerinden doğar. Bazıları için memleket, küçük bir Anadolu kasabasıdır. Kimine göre ise bir büyükşehrin kenar mahallesi… Ama neresi olursa olsun, insanın içini ısıtan bir yanı vardır memleketin. Yokuşlarını ezbere bilirsin, sokak köpekleri bile sana yabancı değildir. Komşu fırının ekmeği, bakkalın tebessümü, kasabanın sabah serinliği… Tüm bunlar bir bütün olarak sana "burası senin yerin" der. Ve evet tam da şuan, Harput kalesinde yüzüme şevkatle esen rüzgar, bana bunu fısıldıyor. Yine de memlekette yaşamanın her zaman kolay olduğunu söylemek zordur. Ekonomik zorluklar, işsizlik, gençlerin göçü gibi birçok gerçek, memleket hayatını zaman zaman zorlaştırır. Ama belki de mutluluğun büyüsü tam da burada başlar. Zorun içinde güzellikleri görebilmekte. Herkesin İstanbul’a, Ankara’ya, yurtdışına gitmek için çabaladığı bir dönemde, "Ben buradayım, burada da güzellikler var" diyebilmek, başlı başına bir direniştir. Ve belki de gerçek mutluluk, bu dirençte saklıdır. Mutluluğu bazen çok uzaklarda arıyoruz. Oysa çoğu zaman en yakınımızda, belki de çocukken her gün geçtiğimiz o dut ağacının gölgesinde duruyor. Memleket, seni olduğun gibi kabul eden yer. Kendi halinle bile kıymetli olduğun tek coğrafya. Bazen bir kahve içimi dostluk, bazen bir mezarlık ziyaretinde hissedilen içtenlik, bazen bir öğretmenin selamı… Belki de mutlu olmak için büyük şeylere gerek yok. Yeter ki gözümüzü açıp etrafa bakabilelim. Çünkü memlekette mutlu olmak, aslında kendinle barışmaktır. Köklerini kabul etmektir. Ve o köklerin seni yeniden yeşerteceğine inanmaktır. Sonuç olarak, memlekette mutlu olmak; hayatın hızından, tüketimden ve beklentilerden sıyrılıp biraz soluklanmak demektir. Kendi toprağında, kendi hikâyenin bir parçası olduğunu hatırlamak… Ve en önemlisi, nereye gidersen git, içindeki memleket duygusunu hep canlı tutabilmek. Çünkü insan nereye giderse gitsin, eninde sonunda kendine dönmek ister. Ve kendimizle en çok, memlekette karşılaşırız.
Ekleme Tarihi: 30 June 2025 - Monday

HARPUT DİYARI

Mutluluğun adresi neresi, hiç düşündünüz mü? Sahilde yürürken esen rüzgârda mı, çocukluğun geçtiği sokaklarda mı, yoksa bir akşamüstü çayıyla annenin balkonunda mı saklı? Belki de mutluluğun en tanıdık yüzü, insanın kendi memleketinde hissettiği o derin, tarifsiz aidiyet duygusunda gizlidir.

Memlekette mutlu olmak, sadece doğduğun yerde yaşamaktan ibaret değildir. O yerle kurduğun bağdan, geçmişinle olan ilişkinden ve geleceğe dair hayallerinden doğar. Bazıları için memleket, küçük bir Anadolu kasabasıdır. Kimine göre ise bir büyükşehrin kenar mahallesi… Ama neresi olursa olsun, insanın içini ısıtan bir yanı vardır memleketin. Yokuşlarını ezbere bilirsin, sokak köpekleri bile sana yabancı değildir. Komşu fırının ekmeği, bakkalın tebessümü, kasabanın sabah serinliği… Tüm bunlar bir bütün olarak sana "burası senin yerin" der. Ve evet tam da şuan, Harput kalesinde yüzüme şevkatle esen rüzgar, bana bunu fısıldıyor.

Yine de memlekette yaşamanın her zaman kolay olduğunu söylemek zordur. Ekonomik zorluklar, işsizlik, gençlerin göçü gibi birçok gerçek, memleket hayatını zaman zaman zorlaştırır. Ama belki de mutluluğun büyüsü tam da burada başlar. Zorun içinde güzellikleri görebilmekte. Herkesin İstanbul’a, Ankara’ya, yurtdışına gitmek için çabaladığı bir dönemde, "Ben buradayım, burada da güzellikler var" diyebilmek, başlı başına bir direniştir. Ve belki de gerçek mutluluk, bu dirençte saklıdır.

Mutluluğu bazen çok uzaklarda arıyoruz. Oysa çoğu zaman en yakınımızda, belki de çocukken her gün geçtiğimiz o dut ağacının gölgesinde duruyor. Memleket, seni olduğun gibi kabul eden yer. Kendi halinle bile kıymetli olduğun tek coğrafya. Bazen bir kahve içimi dostluk, bazen bir mezarlık ziyaretinde hissedilen içtenlik, bazen bir öğretmenin selamı… Belki de mutlu olmak için büyük şeylere gerek yok. Yeter ki gözümüzü açıp etrafa bakabilelim. Çünkü memlekette mutlu olmak, aslında kendinle barışmaktır. Köklerini kabul etmektir. Ve o köklerin seni yeniden yeşerteceğine inanmaktır.

Sonuç olarak, memlekette mutlu olmak; hayatın hızından, tüketimden ve beklentilerden sıyrılıp biraz soluklanmak demektir. Kendi toprağında, kendi hikâyenin bir parçası olduğunu hatırlamak… Ve en önemlisi, nereye gidersen git, içindeki memleket duygusunu hep canlı tutabilmek. Çünkü insan nereye giderse gitsin, eninde sonunda kendine dönmek ister. Ve kendimizle en çok, memlekette karşılaşırız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik çember