Umut nerededir? Umudun zorlu yolları nereye çıkar? Peki ya umut, gökyüzüyle buluşursa ne olur? Gelin, görelim...Bazı kahramanlar pelerin takmaz, rütbesi yoktur ve hatta bazen yüreği de kendisi de küçücüktür. Bazı hikâyeler vardır, insanın yüreğine işlenir. Henüz kelimeleri bile tam söyleyemeden acıyla tanışan ama yine de gülümsemekten vazgeçmeyen çocukların hikâyesi… Bugün size öyle bir hikâye anlatacağım: Minik bir savaşçı, Ali Asaf’ın hikâyesi.
Ali Asaf, daha 8 aylık bir bebekken yakalandı lösemiye. Ailesi, bir bebeğin kanserle sınanabileceğini belki hayatlarında ilk kez duyduğunda, zaman bir anlığına durdu. O küçücük beden, hastane odalarına, serumlara, iğnelere ve korkutucu tedavi süreçlerine alışmak zorundaydı. Herkes onun için endişeliydi ama o, sanki bu dünyaya mücadele etmeye gelmişti.
Aylarca süren tedaviler, gecesi gündüzüne karışan nöbetler, hastane koridorlarında geçen doğum günleri… Ama bir şey hiç değişmedi: Ali Asaf’ın gözlerindeki umut. Minicik parmaklarıyla annesinin elini sımsıkı tutarken hep aynı hayali kuruyordu: İyileşince gökyüzüne bir balon uçurmak.
Ve sonunda o gün geldi… Ali Asaf, 3 yaşına bastığında doktorları artık o kelimeyi söyleyebildi: "İyileşti." Ailesi için bu sadece bir tıbbi başarı değil, yeniden doğuştu.
Ve Ali Asaf için? O, hayalini gerçekleştirmek istiyordu. Bir bahar sabahı, ellerinde rengârenk balonlarla hastanenin önüne çıktılar. Ali Asaf, balon ipini küçük avucunda sımsıkı tuttu, gözlerini gökyüzüne dikti ve büyük bir gülümsemeyle bıraktı o balonu… O ve ailesi tek bir balon görmeyi beklerken gökyüzünde, binlerce balon buluştu bir anda.
Ali Asaf'ın babasının "bizim kimsemiz yok, bizimle balon uçurur musunuz" sözünü duyan güzel kalpli bütün insanlar, hastane önüne koştu. Bir anda, görsel bir şölen oldu adeta. Balonlar yükseldikçe, sanki tüm acılar, korkular da göğe karıştı. Geriye sadece bir çocuğun kahkahası ve özgürlüğü kaldı. Ali Asaf’ın balonu, belki gökyüzünde kayboldu ama ardında gökyüzünden bile büyük bir umut bıraktı.
Bu ülkenin dört bir yanında nice Ali Asaf’lar var. Belki bir balon, belki bir bisiklet, belki sadece okula gitmek hayalleri. Onlar, en büyük zaferleri en küçük yaşta kazanan gerçek kahramanlar. Ve biz büyüklerin görevi, o balonların gökyüzüne ulaşmasına yardım etmek.
Unutmayın, bazen bir balon, bir çocuğun hayata yeniden tutunma sebebidir.