Fatih GÖKSEL
Köşe Yazarı
Fatih GÖKSEL
 

NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR...

İnsan doğası gereği hep eskilere Özlem duyar. Eski günler, eski köyler, eski evler eski sokaklar, eski çarşılar eski anılar vesaire vesaire. Tabii ki eski bayramlar…Değişen bayramlar değil insanlık aslında. Bayramlarda, köylerde damlarda yemek verilir, kızgınlar ve kırgınlar barıştırılırdı. Şehirlerde de hayat bundan farklı değildi. Kin, nefret küslük bir tarafa atılır halk birbiriyle kucaklaşırdı. Bugün Dünya çok farklı. Artık seküleriz bir dünyada yaşıyoruz. Kapitalist bir asırda yaşıyoruz. Manayı maddeye katlettirdik. Parası olanın değeri bulduğu, parasız adamın gereksiz sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Eskiden camiler dolar taşardı. Vakit namazlarında bile. Bugün ise camiler kaderine terk edilmiş. Çünkü hayat statlarda, kavlihanelerde, meyhanelerde, barlarda diskolarda bilmem nerelerde. Ve hayat sosyal medyada. Böyle bir Dünyada insana yatırım yapılır mı? Belki bugünleri de arayacağız. Dünya hızla değişiyor ve daha da canavarlaşıyor. Bütün değerlerimiz ve kültürlerimiz alt üst oldu. Her şeyimiz dejenerasyona uğradı. Bundan bayramlarda nasibini aldı. Sıla-i rahim'in yapıldığı bir bayramlar yok artık. Anne babanın gönlünün alındığı bir bayram yok artık. Fakirlerin giydirildiği yetimlerin başının okşandığı bir bayram yok artık. Mazlumların gözlerinin yaşlarının silindiği bir bayramlar yok artık. Daha çok kazanmak, daha çok tüketmek, daha lüks bir hayat yaşamak. Evet hayat felsefemiz bu olunca elbette bayramlarında içi boşaldı. Bakıyoruz insanlar giyinmiş kuşanmış sahil kentlere tatile Akın ediyorlar. Belki birçoğu annesinin babasını görmeden, akrabaları ile görüşmeden sahillere gidiyorlar. Arefe gününden otellerde yerlerini alıyorlar. Bayramın amacı bu muydu, böyle mi olmalıydı?   ŞEKER BAYRAMI ÖYLE Mİ? Değinmeden geçmeyelim bu da dine mesafeli duranların dini bir terim kullanmamak için uydurdukları tabir. Ramazan şeker Bayramı, kurbanda et Bayramı değildir. 30 günlük ibadet ve taat maratonu'nun ardından oruç tutan müminlerin, iftar edilerek ödüllendirildiği ikram ve sevinç günleridir bayramlar. Bu tabir Bayramı basitleştirmek, Ramazan’ı itibarsızlaştırmak, bayramı amacından saptırmak gibi birçok çığırın kapısını açar. Gelen misafirlere tatlı ve şeker ikram etmek şeker Bayramı olduğunu göstermez. Bayramların amacı, milli ve manevi birliğimizi güçlü kılmak, kırgın gönülleri onarmak, rabbimizin rızasını kazanmaktır. Şık giyinerek, ilgi çekici kıyafetlerle insanlara mesafeli durarak kibir ve ucube hareketlerle milletehava yapmak değildir. Elbette güzel giyinelim, dinimizin yasak ettiği şeylere riayet etmek kaydı şartıyla eğlenelim buna bir itirazımız yok. Ama Bayramı amacından saptırmaya da hakkımız yok.   ÖLÜLERDEN BAYRAM MESAJI... Bayramda mezarlık ziyaretinde bulundum. İnanın kıyametin yaklaştığına bir kere daha Gani oldum. Çünkü insanların ne ölülere ne de dirilere saygısı kalmamış. Evet Konya'da gittiğim bir mezarlıkta hayretler içerisinde kaldım. Aman Allah'ım mezarlığa mı girdim yoksa herhangi bir markanın podyum standına mı geldim anlayamadım. Kimseyi giyiminden dolayı kınamayız ve aşağılamayız böyle bir şey de haddimize değil. Fakat edep yahu... İnanın mini etekli bayanlar bütün mahrem yerlerini açmış kadınlar saçları açık demiyorum daha nereleri açıktı. Allah aşkına böyle mezarlık mı ziyaret edilir. Orada insanlar Kur'an okuyor üzüntülü kederli. Ben burada şunu demek istemiyorum. Dirilerden utanmayanlar elbette ölülerden utanacak değiller. Zaten utanmasına da gerek yok. Çünkü onlar zaten ölmüş. Mesele şu; ölüm de bize nasihat etmiyorsa bize kim nasihat edebilir ki... Bayramda ruhlarını şenlendirmek için girdiğimiz mezarlıktaki ölenlerimizi ruhları inanın ki o iklimden rahatsız oluyorlar. Onlar bizden haberdarlar ama biz onlardan haberdar değiliz. Dile gelselerdi bu halinizle mi bizi ziyarete geldiniz? diyeceklerdi belki. Bizim ölmemiz size nasihat etmedi mi? diyeceklerdi. Maalesef sevgili dostlar! Bayramdaki mezarlık ziyaretleri amacından sapmış. Amacından ve gayesinden sapmayan neyimiz kaldı zaten. Dilerim Allah'tan eski bayramlar tekrar gelir eski insanlık tekrar gelir ama çok zor gözüküyor çok zor... Zalimin zulmünün bittiği, mazlumun gözyaşının silindiği, dünyamızda huzurun ve mutluluğun hakim olduğu, hiçbir mazlumun kanını akmadığı, yetimlerin yoksulların fakirlerin doyurulduğu adaletin hakim olduğu, bayramın Bayram ruhu ile yaşandığı bayramlarda buluşmak niyetiyle hepinizin bayramını tebrik ediyor en ulvi duygularla bayramınızı kutluyor, Allah nice bayramlarda sizleri bizleri ve bütün müslümanları bir eylesin diyorum. Sağlıcakla kalın Allah'a emanet olun…
Ekleme Tarihi: 11 Nisan 2024 - Perşembe

NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR...

İnsan doğası gereği hep eskilere Özlem duyar. Eski günler, eski köyler, eski evler eski sokaklar, eski çarşılar eski anılar vesaire vesaire. Tabii ki eski bayramlar…Değişen bayramlar değil insanlık aslında. Bayramlarda, köylerde damlarda yemek verilir, kızgınlar ve kırgınlar barıştırılırdı. Şehirlerde de hayat bundan farklı değildi. Kin, nefret küslük bir tarafa atılır halk birbiriyle kucaklaşırdı. Bugün Dünya çok farklı. Artık seküleriz bir dünyada yaşıyoruz.

Kapitalist bir asırda yaşıyoruz. Manayı maddeye katlettirdik. Parası olanın değeri bulduğu, parasız adamın gereksiz sayıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Eskiden camiler dolar taşardı. Vakit namazlarında bile. Bugün ise camiler kaderine terk edilmiş. Çünkü hayat statlarda, kavlihanelerde, meyhanelerde, barlarda diskolarda bilmem nerelerde. Ve hayat sosyal medyada. Böyle bir Dünyada insana yatırım yapılır mı? Belki bugünleri de arayacağız.

Dünya hızla değişiyor ve daha da canavarlaşıyor. Bütün değerlerimiz ve kültürlerimiz alt üst oldu. Her şeyimiz dejenerasyona uğradı. Bundan bayramlarda nasibini aldı. Sıla-i rahim'in yapıldığı bir bayramlar yok artık. Anne babanın gönlünün alındığı bir bayram yok artık. Fakirlerin giydirildiği yetimlerin başının okşandığı bir bayram yok artık. Mazlumların gözlerinin yaşlarının silindiği bir bayramlar yok artık. Daha çok kazanmak, daha çok tüketmek, daha lüks bir hayat yaşamak. Evet hayat felsefemiz bu olunca elbette bayramlarında içi boşaldı. Bakıyoruz insanlar giyinmiş kuşanmış sahil kentlere tatile Akın ediyorlar. Belki birçoğu annesinin babasını görmeden, akrabaları ile görüşmeden sahillere gidiyorlar. Arefe gününden otellerde yerlerini alıyorlar. Bayramın amacı bu muydu, böyle mi olmalıydı?

 

ŞEKER BAYRAMI ÖYLE Mİ?

Değinmeden geçmeyelim bu da dine mesafeli duranların dini bir terim kullanmamak için uydurdukları tabir. Ramazan şeker Bayramı, kurbanda et Bayramı değildir. 30 günlük ibadet ve taat maratonu'nun ardından oruç tutan müminlerin, iftar edilerek ödüllendirildiği ikram ve sevinç günleridir bayramlar. Bu tabir Bayramı basitleştirmek, Ramazan’ı itibarsızlaştırmak, bayramı amacından saptırmak gibi birçok çığırın kapısını açar. Gelen misafirlere tatlı ve şeker ikram etmek şeker Bayramı olduğunu göstermez.

Bayramların amacı, milli ve manevi birliğimizi güçlü kılmak, kırgın gönülleri onarmak, rabbimizin rızasını kazanmaktır. Şık giyinerek, ilgi çekici kıyafetlerle insanlara mesafeli durarak kibir ve ucube hareketlerle milletehava yapmak değildir. Elbette güzel giyinelim, dinimizin yasak ettiği şeylere riayet etmek kaydı şartıyla eğlenelim buna bir itirazımız yok. Ama Bayramı amacından saptırmaya da hakkımız yok.

 

ÖLÜLERDEN BAYRAM MESAJI...

Bayramda mezarlık ziyaretinde bulundum. İnanın kıyametin yaklaştığına bir kere daha Gani oldum. Çünkü insanların ne ölülere ne de dirilere saygısı kalmamış. Evet Konya'da gittiğim bir mezarlıkta hayretler içerisinde kaldım. Aman Allah'ım mezarlığa mı girdim yoksa herhangi bir markanın podyum standına mı geldim anlayamadım. Kimseyi giyiminden dolayı kınamayız ve aşağılamayız böyle bir şey de haddimize değil. Fakat edep yahu... İnanın mini etekli bayanlar bütün mahrem yerlerini açmış kadınlar saçları açık demiyorum daha nereleri açıktı.

Allah aşkına böyle mezarlık mı ziyaret edilir. Orada insanlar Kur'an okuyor üzüntülü kederli. Ben burada şunu demek istemiyorum. Dirilerden utanmayanlar elbette ölülerden utanacak değiller. Zaten utanmasına da gerek yok. Çünkü onlar zaten ölmüş. Mesele şu; ölüm de bize nasihat etmiyorsa bize kim nasihat edebilir ki... Bayramda ruhlarını şenlendirmek için girdiğimiz mezarlıktaki ölenlerimizi ruhları inanın ki o iklimden rahatsız oluyorlar. Onlar bizden haberdarlar ama biz onlardan haberdar değiliz. Dile gelselerdi bu halinizle mi bizi ziyarete geldiniz? diyeceklerdi belki. Bizim ölmemiz size nasihat etmedi mi? diyeceklerdi. Maalesef sevgili dostlar! Bayramdaki mezarlık ziyaretleri amacından sapmış. Amacından ve gayesinden sapmayan neyimiz kaldı zaten. Dilerim Allah'tan eski bayramlar tekrar gelir eski insanlık tekrar gelir ama çok zor gözüküyor çok zor...

Zalimin zulmünün bittiği, mazlumun gözyaşının silindiği, dünyamızda huzurun ve mutluluğun hakim olduğu, hiçbir mazlumun kanını akmadığı, yetimlerin yoksulların fakirlerin doyurulduğu adaletin hakim olduğu, bayramın Bayram ruhu ile yaşandığı bayramlarda buluşmak niyetiyle hepinizin bayramını tebrik ediyor en ulvi duygularla bayramınızı kutluyor, Allah nice bayramlarda sizleri bizleri ve bütün müslümanları bir eylesin diyorum.

Sağlıcakla kalın Allah'a emanet olun…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.