732 gündür yılmadan verilen bir mücadele... İnançlarından, imanlarından taviz vermeden, zalimlerin zulmüne, katillerin katliamlarına aldırış etmeden; "Allah bize yeter, o ne güzel bir vekildir" sloganıyla, diz çökmeden verilen amansız bir direniş... ' Biz dokunulmazız, kimse bizi yenemez, bizim şöyle silahlarımız var, nükleerimiz var, uçaklarımız var, demir kubbe hava savunmamız var ' diyenlere karşı, demir kubbelerini eğip büken mücahitlerin, olağanüstü bir cihat ruhuyla, demir kubbelerini eriten, şerefli kassam ordusunun şerefli bir hikâyesidir bu direniş...
GÖK KUBBE DİMDİK AYAKTA
İnsanlığın kitabı yüce Kur'an ne buyuruyordu; " Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayağınızı din üzere sabit kılar" Allah'ın dinine yardım demek Allah yolunda savaşmak, hakkı haykırmak, zalimlerle mücadele etmektir... Kâfirin önünde diz çökmemektir. Onlarla dost olmamak, onların emirleri ve boyundurukları altında yaşamamaktır. En önemlisi ise Allah'ın gönderdiği şeriate sıkı sıkıya bağlı olmak, şeriatın hüküm ve yasalarını hayatımızın her alanına sokmaktır. Aksi takdirde Allah'ın dinini benimsememiş oluruz... Allah da bize asla yardım etmez. İşte şerefli Gazze halkı bugün bu bedelleri bunun için ödedi. Şeytan amerika ve siyonist israil'e diz çökseydi, onların istediği hayatı benimsemiş olsaydı, geçici dünya menfaatlerine karşı dinlerinden vazgeçip davalarını satmış olsalardı Gazze yıkılmayacak, hatta Gazze'ye her türlü finansı sağlayacaklardı...
O zaman netice ne olurdu? Şereflerini, izzetlerini, haysiyetlerini kaybetmiş olurlardı. Onlar rahat hayat yaşamak yerine, amerika ve israil'e boyun eğmek yerine; izzeti Allah ve resulünde aradılar. Çünkü onlar Kur'an merkezi bir hayat yaşıyorlardı. Ve o yüce Kur'an ne buyuruyordu "İzzet, ancak Allah ve resulünün bir de müminlerindir."
Velhasıl şerefli Gazze halkı ve kassam mücahitleri izzeti amerika ve israil'de aramadılar. Hiç kimseden korkmadılar. Demir kubbeye değil, gök kubbeye sığındılar. Gök kubbenin sahibi yüce Allah her zaman galiptir. La galibe illallah... Allah'tan başka galip yoktur. Bu kelimeye yürekten inananlar şer güçlerin önünde eğilmezler. Yardan geçer, serden geçer, paradan geçer, evlattan geçer ama Allah ve resulünden asla vazgeçmezler. Gazze de bunu yaptı ve böyle yaşadı böyle amel etti büyük bedeller ödedi ama zafer yine onların oldu. Çünkü zafer her zaman inananların hakkıdır. Hiçbir zafer'e de çiçekli yollarla gidilmez. Arkasında Allah olanın karşısında dünya olsa ne yazar. Karşısında Allah olanın arkasında dünya olsa ne çare...
SONUÇ...
Şeytan amerika ve israil ve onların yardımcıları ve yatakçıları ile birlikte diz çökmüş durumda...
(Gazze adına yapılan hiçbir hareketi küçük görmedik ve görmeyiz de...) Fakat söylenmesi gereken bir gerçektir ki; bu zafer smut filolarıyla, ya da bizim eylemlerimizle, kınamalarımızla füze atmak yerine 2500 kmden laf atmakla, lanetlemekle, israil'e küfür etmekle, bayrak yakmakla olmadı... Uluslararası kamuoyunda İsrail ve Amerika'nın prestiji bitti... Artık Amerika emperyalizmin sonu geldi... Şunu belirtelim ki bu lanetli kavim antlaşma yapsa da yine de katletmeye devam edecek. Çünkü öldürmek onların ruhunda vardır. Bu aşağılıklarda merhamet, vicdan, hissiyat, duygu karakter yoktur. Peygamberlerini öldürenler insanlara hayla hayli öldürürler. Öyle ya da böyle kassam ve Gazze her zaman galiptir. Tabii İslam ruhunu yitirmediği müddetçe...
Bu zafer, şerefli Gazze halkının ve mücahitlerin bükülmez bilekleriyle, zorluklar karşısında yılmaz yürekleriyle oldu. Elleri silah tutan ve zalimi acıtan mücahitlerin kurşunlarıyla, hamasın masadaki üstün siyasetiyle oldu.
Ne mutlu şerefli Gazze halkına... Ne mutlu mücahitlere... Ne mutlu Allah'ın dinine yardım edenlere... Ne mutlu Gazzeli kardeşini dert edinenlere... Ne mutlu Allah yolunda savaşanlara...
Yüce Kur'an'ın çağları aşan kutlu ayeti ile sizi baş başa bırakıyorum...
Deki; "Ey kâfirler, yenileceksiniz ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz.” Al-i İmran/12