İşgal devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana ablukaya aldığı Gazze'de taş üstünde taş, gövde üstünde baş bırakmadı. Üstelik 2 milyarı Müslüman olan, 8 milyarlık dünyanın gözünün önünde... 46 ülkeden 496 tane aktivistin, canlarını ortaya koyarak, İsrail'in Gazze'deki ablukasını kırarak, insani yardım koridoru açmak üzere yola çıktıkları harekâtın adı Sumut Filosuydu...120 filo yola koyulmuştu. Tehditlere boyun eğen, tekneleri arızalanarak geri dönenleri çıkınca 40 filo kalmıştı.
AŞDOD LİMANI
Bir kısım flo tüm tehditlere, gece vakti yaptığı baskınlara rağmen aşdod limanına doğru yaklaşmayı başardı. Aslında bu bir nevi ablukayı kırmak oluyordu. Demek ki kırılıyormuş. Demek ki birlik ve beraberliğin önünde hiçbir güç duramıyormuş. Flo'da dinleri, ırkları cinsiyetleri farklı, Hıristiyan, İsrail'den hoşlanmayan Museviler ve Müslümanlar vardı. Bana soracak olursanız Bu filoların tamamen Müslümanlarla dolu olması gerekirdi. Hıristiyanların eline bakmamız, bizim için bir ayıp! Hem de kocaman bir ayıp! Bu mesele İslam dünyasının meselesiydi. Bu mesele İslam ülkelerinin meselesiydi. İslam liderleri ve İslam ülkeleri üzerine düşen görevi yapmayınca, iş, maalesef ki aktivistlere kaldı. Bu, duyarlı, öncü adamlar, çok büyük bir riske imza atarak yola koydular. Hangi dinden ve milletten olursa olsun yürekten tebrik etmek gerekir. Zira bizim yapmadığımızı ve yapamadığımızı yaptılar.
Yanlarında bir tırnak çakısı, kesici bir alet dahi olmayan filolara, işgalci terörist, alçak İsrail otomatik silahlarla baskın yaptı. 37'si Türk olmak üzere 200'den fazla kişiyi esir aldı. Her şeye rağmen geride kalan filoların bir kısmı Gazze sahiline yaklaşarak ablukaya delmiş oldu. Bu gazete için bir umut. Somut filosu Umut silosuna dönüştü. Çünkü aylardır Gazze halkı sahilde filoları bekliyorlardı. Bize basit gelebilir. Lakin elektrik, su, yiyecek, içecek, yatacak, barınacak yeri olmayan, caddelerde sokaklarda bombalanmadık yeri kalmayan, yıkılmadık ev, enkaza dönüşmedik binası kalmayan, bir kuru ekmek, kirli de olsa bir bardak suya hasret kalan bir halktan bahsediyoruz. Onlar için çok büyük bir umut. Umarız Allah'tan insani koridor bundan böyle tıkır tıkır işler.
DÜŞMANA KARŞI SİLAHLANIN
Aslına bakacak olursak Kur'an'a göre böyle katillerin karşısına eli silahlı sivil insanları çıkarmak doğru değil. Yüce Kur'an ne buyuruyor;
"Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın. (Gerekli askeri donanıma sahip olun) Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir"
Maalesef ki İslam dünyasının silahlı kuvvetleri sahneye çıkmayınca, iş silahsız kuvvetlere kaldı. Ne muhteşem askeri bir ayet öyle değil mi? Seri katillerin karşısına silahla çıkın, donanmalarla çıkın, füzelerle, roketlerle çıkın, ihalarınızla sihalarınızla çıkın buyuruyor Rabbimiz... Yine de, Rabb’imizden dileğimiz filolar amacına ulaşır. Oradaki kardeşlerimiz ve diğer insanlar sağ salim evlerine geri dönerler.
Şerefli Gazze halkı, aşağılık İsrail'in ablukasından kurtulur.
Zalimlerin diz çöktüğü mazlumların yüzünün güldüğü dünyada yaşamak şeytan ABD ve şeytan İsrail'in yok olduğu günleri görmek dileğiyle...
Allah'a emanet olun…