Beş duyu organıyla kavrayamayacağımız lakin Öz’ü hissetmemizi sağlayan bir Öz olmalı içimizde!
Çünkü ancak içimizdeki bu Öz sayesinde, dışarıdan görünen şekli cisim halimizin dışında, bu Öz’ü hissetmek mümkündür!
İnsan Öz’ünü hissedip her nefeste bir göz kırpması kadar dahi olsun yüz çevirmeden, gözü şaşmadan kaymadan sadakatle son nefese kadar O’nunla birlikte olur ise o vakit sonsuz bir sevince erişir ki bu halde olanlar kopmaz bir bağlılık ile bağlanmışlardır!
Ancak İnsan bu Öz’ü bir kere hisseder, bu zevki tadar ve sonra O’ndan yüz çevirirse işte o vakit acı çekmek vardır.
Elbette bu yüce varlığın yani Öz’ün hiç idrakinde olmamış hiç hissetmemiş olanlar için bir acı yoktur! Çünkü insan hiç hissetmediği bir şeyin yokluğundan dolayı acı çekmez.
Hiç şüphesiz, O’na ulaşmak yine ancak onunla mümkündür ki bilen de O’dur, bilinen de, bilgi de…
Diğer bir ifade ile;
Aşık olunan da O’dur, Aşık olan da, Aşk da!