Seydişehir’de TOKİ’nin yapmayı planladığı 500 konut için yaklaşık 5 bin başvuru yapıldı. Bu rakam, sadece bir istatistik değil; bu rakam, Seydişehir’in barınma fotoğrafıdır.
Her 10 kişiden 1’i, “belki çıkar” umuduyla başvuru yaptı. Kiraların geldiği nokta, gençlerin ev kuramaması, emeklilerin kirada yaşam mücadelesi ve dar gelirlinin çaresizliği bu rakamın satır aralarında gizli.
Ancak mesele yalnızca bugünün TOKİ başvuruları değil. Asıl mesele, Seydişehir’in konut konusunda yıllardır biriken gecikmişliği.
TOKİ’de neden geride kaldık?
Çevre ilçelere baktığımızda tablo açık. Beyşehir, Ereğli, Akşehir gibi ilçeler 5. ve 6. etap TOKİ’leri konuşurken, Seydişehir uzun süre ikinci etabı bile hayata geçiremedi.
Bu gecikmenin nedeni ne arsa eksikliği, ne de talep yetersizliğiydi. Asıl sorun, bir önceki yerel yönetim döneminde TOKİ ile yeterli iş birliğinin kurulamaması, yer gösterme ve planlama noktasında gerekli adımların zamanında atılmamasıydı.
TOKİ, sadece “istek” ile gelmez. TOKİ, hazırlık, takip ve irade ister. Bu irade geç gösterildi. Bugün 5 bin başvuru varsa, bunun arkasında kaybedilmiş yıllar vardır.
TOKİ tek çözüm mü? Hayır. Bu noktada artık şu soruyu sormak gerekiyor:
“Seydişehir sadece TOKİ’yi mi bekleyecek?”
Türkiye’de bunun tek örneği yok.
Özellikle Konya’nın merkez ilçesi olan Karatay Belediyesi, belediye öncülüğünde hayata geçirdiği çok sayıda toplu konut projesiyle bu alanda önemli bir model oluşturdu.
Üstelik bu projeler:
Uygun fiyatlı, uzun vadeli, belediyenin güvencesi altında dar gelirliyi merkeze alan yapılar oldu.
Seydişehir bunu yapabilir mi?
Evet, yapabilir.
Bugün Seydişehir Belediyesi’nin başında, inşaat sektörüne yakın, bu alanda tecrübesi ve birikimi olan bir isim var. Bu, önemli bir avantajdır.
Ayrıca belediyenin Sebeltaş gibi bir iştiraki bulunuyor. Sebeltaş üzerinden şu an işyeri projeleri hayata geçiriliyor.
Demek ki:
Şirket var
Tecrübe var
Uygulama kabiliyeti var
O hâlde neden bu model toplu konut için de düşünülmesin?
Belediye öncülüğünde, arsa üretimi belediyeden, uygulama belediye iştirakinden, satış ve ödeme planı ise sosyal belediyecilik anlayışıyla yapılabilir.
Bu, TOKİ’ye alternatif değil; TOKİ’yi tamamlayan bir yerel çözüm olur.
Artık plan zamanı..
Seydişehir’de 5 bin başvuru bize şunu net söylüyor:
Konut talebi patlamış durumda.
Artık:
“Kura çıksın” demek yetmez, “TOKİ yaparsa yapar” demek yetmez
Seydişehir’in; kendi arsasını, kendi planını, kendi konut vizyonunu oluşturma zamanı gelmiştir.
Geçmişteki gecikmelerden ders çıkarılırsa, bugün atılacak doğru adımlar, yarının krizlerini önler.
Son söz
TOKİ elbette önemli.
Ama Seydişehir’in geleceği, sadece Ankara’dan gelecek projelere bağlanmamalı.
Bu ilçenin kendi gücü, kendi imkânı ve kendi aklı var.
5 bin başvuru, bir uyarıdır.
Bu uyarıyı doğru okuyanlar, yarın “keşke” demez.


