Bu köşede son yazımı 15 Ağustos tarihinde yazmışım. Uzunca bir ara. Birkaç haftadır, yeniden bir şeyler karalayıp burada sizlerle buluşmak niyetindeydim. Birkaç taslak hazırladım, bir şeyler not aldım. Teknoloji, bilim, biraz daha teknik konular üzerine düşündüm. Güzel şeyler yazayım, birlikte öğrenelim, düşünelim istiyorum. Fakat son birkaç aydır, Seydişehir'den yayın yapan sosyal medya sayfalarında paylaşılan içeriklerin yorumlarına tutuldum, kaldım. Güzel şeyler elbette var ama ithamlar, hakaretler, tehditler... Neler neler…
Sosyal medyada siyasi içerikli bir video paylaşılıyor. Yorumlarda insanlar birbirlerine hakaret ediyorlar. Yüz yüze söyleyemeyecekleri şeyleri, o minik ekranların başında birbirine fırlatıyorlar. Büyükşehirlerde, birbirini hiç tanımayan internet başındaki milyonlar da değil sadece, aynı şehirde yaşayan, uzaktan da olsa az çok birbirlerini tanıyan insanlar da böyle. Zaten sokakta selamı sabahı da kesmişler çoktan, yine aynı meseleler yüzünden.
Zaman geçecek, bugünün sıcak ve günübirlik siyasi olayları unutulacak, geriye kırılmış kalpler, bitmiş dostluklar kalacak sadece.
Her geçen gün, siyasi kutuplaşmanın ne denli derinleştiğini, dostlukların, komşulukların, hatta aile içi ilişkilerin bile etkilenmeye başladığını gözlemliyoruz. Bir zamanlar “biz” diyebileceğimiz, birlikte gülüp ağladığımız insanlar, artık daha fazla karşıt kutuplara ayrıldı ve birbirini düşman gibi görmeye başladı.
Siyasi bir görüşün, bir partinin ya da bir figürün ardında durmak, elbette ki herkesin hakkıdır. Ancak, bu tercihlerin dostlukları, komşulukları ve insan ilişkilerini yıpratmaya, kırılmalara neden olması düşündürücüdür. Bütün mesele, en derin, en duygusal anlarımızda bile insan olmaktan vazgeçmemektir. Çünkü her birimiz, hayatın sonunda neyin en önemli olduğunu anlayacak; fikrimiz ne olursa olsun, nihayetinde sadece insan olarak birbirimize sahip çıkacağız.
Gün gelecek, hepimiz bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz. O zaman, hepimiz aynı toprağa, aynı sonla buluşacağız. Muhtemelen cenazemize bize katılmayacak insanlar için, yanı başımızda olan insanlardan vazgeçmek ya da düşüncelere düşmanlık yapmak, bugünün dostluklarına feda etmek anlamsız. Hiçbir politik görüş, bir insanın insanlığından daha değerli olamaz. Hiçbir ideoloji, yüreğimize öyle bir kırgınlık yerleştiremez ki, ölüme kadar sürsün.
Siyasi görüş farklılıklarımızı birer fikir olarak kabul edebiliriz. Ama birbirimizi sevmenin, dayanışma içinde olmanın, bir arada var olmanın değerini unutmayalım. Bugün, birbirimize düşman olmadan da fikirlerimizi savunabileceğimizi, tartışmalarımızı saygı çerçevesinde yapabileceğimizi ve her şeyden önce, birbirimizi kaybetmemenin kıymetini bir kez daha hatırlayalım.
Gelin, bu kutuplaşmanın ötesine geçelim. Çünkü biz, birbirimize sahip çıktıkça güçlü oluruz; bu toplum, birbiriyle dayanışan, birbirini sevmeyi başaran insanlardan kurulu olduğu sürece ayakta kalır.
Hadi, bugün de dostluğumuza, insanlığımıza ve dayanışmamıza sahip çıkalım.
Esen kalın...