Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
İbrahim SERT
Köşe Yazarı
İbrahim SERT
 

ÖLÜM: DİRİLİŞİN KAPISIDIR

Ölüm… Ne garip bir kelime. Herkesin bildiği ama kimsenin tanımadığı bir yüz gibi. İnsan onu konuşurken bile sesi kısılır, kalbi daralır. Oysa ölüm, yaşamın karanlıkta unutulmuş yarısı değildir. O, hayatın kendisidir, son sözüdür insanın. Ölüm, sadece bir yok oluş değildir. Ölüm, dirilişin kapısıdır. Hayatın hakikati, bazen ölümde başlar. Tarih boyunca insan, ölümle konuşan bir varlıktı. Onunla yüzleşir, onu anlar, ona göre yaşardı. Mezarlıklar evlerin yanındaydı. Ölüm, yaşamın gölgesi değil, onun nasihati idi. Ama modern insan bu sesi susturdu. Ölümü uzaklaştırdı; reklam panolarının, alışveriş merkezlerinin, dijital ekranların ardına itti. Artık insanlar doğar, tüketir, unutur ve ölür sanki hiç var olmamış gibi. Oysa insanı insan yapan, ölüm bilinciyle yaşamasıdır. Modern çağ, sana “ölümden kork” derken aslında sana yaşamayı unut diyor. Çünkü ölüm bilinci, seni uyandırır. Tüketmekten vazgeçirir. Sahip olmaktan çok, olmayı öğretir. Ve asıl tehlike buradadır: Eğer sen ölümü hatırlarsan, sistemi sorgularsın. Eğer sen ölümü hatırlarsan, bu adaletsizliğe hayır dersin. Sen nasıl bir ölüm istiyorsun? Bankalarda biriken servetini ardında bırakarak, adını sadece mezar taşına kazıtarak, anlamdan arınmış, bilinçsiz bir yaşamın sonucunda mı ölmek? Yoksa bir adalet için yaşayıp, bir davayı yüklenip, paylaşarak, bölüşerek mi? Ali Şeriati'nin ifadesi ile; “Ey insan, sen sonsuzluğu arıyorsun ama geçici olana taptın. Sonsuzluğu satın alınacak bir meta, bedenini ise sonsuzlaştırılacak bir put haline getirdin. Ama unutma: Ölümsüzlüğün hayaliyle yaşayanlar, en anlamsız ölümleri yaşar.” Modern insan ise, ölümden kaçarken yaşamdan da kaçan kişidir. Bu yüzden bu çağda ölümler bile sessiz, adsız ve sıradandır. Ama hâlâ seçebilirsin. Bir günü diğerinden farklı kılacak bir hayat kurabilir, ölümü bir son değil bir şahitlik haline getirebilirsin. Çünkü asıl mesele ne kadar yaşadığın değil, nasıl yaşadığın ve nasıl öldüğündür.
Ekleme Tarihi: 02 June 2025 - Monday

ÖLÜM: DİRİLİŞİN KAPISIDIR

Ölüm…

Ne garip bir kelime. Herkesin bildiği ama kimsenin tanımadığı bir yüz gibi. İnsan onu konuşurken bile sesi kısılır, kalbi daralır. Oysa ölüm, yaşamın karanlıkta unutulmuş yarısı değildir. O, hayatın kendisidir, son sözüdür insanın.

Ölüm, sadece bir yok oluş değildir. Ölüm, dirilişin kapısıdır.

Hayatın hakikati, bazen ölümde başlar.

Tarih boyunca insan, ölümle konuşan bir varlıktı. Onunla yüzleşir, onu anlar, ona göre yaşardı. Mezarlıklar evlerin yanındaydı. Ölüm, yaşamın gölgesi değil, onun nasihati idi. Ama modern insan bu sesi susturdu. Ölümü uzaklaştırdı; reklam panolarının, alışveriş merkezlerinin, dijital ekranların ardına itti. Artık insanlar doğar, tüketir, unutur ve ölür sanki hiç var olmamış gibi.

Oysa insanı insan yapan, ölüm bilinciyle yaşamasıdır.

Modern çağ, sana “ölümden kork” derken aslında sana yaşamayı unut diyor.
Çünkü ölüm bilinci, seni uyandırır.

Tüketmekten vazgeçirir.

Sahip olmaktan çok, olmayı öğretir.

Ve asıl tehlike buradadır: Eğer sen ölümü hatırlarsan, sistemi sorgularsın.

Eğer sen ölümü hatırlarsan, bu adaletsizliğe hayır dersin.

Sen nasıl bir ölüm istiyorsun?

Bankalarda biriken servetini ardında bırakarak, adını sadece mezar taşına kazıtarak, anlamdan arınmış, bilinçsiz bir yaşamın sonucunda mı ölmek?

Yoksa bir adalet için yaşayıp, bir davayı yüklenip, paylaşarak, bölüşerek mi?

Ali Şeriati'nin ifadesi ile;

“Ey insan, sen sonsuzluğu arıyorsun ama geçici olana taptın. Sonsuzluğu satın alınacak bir meta, bedenini ise sonsuzlaştırılacak bir put haline getirdin. Ama unutma: Ölümsüzlüğün hayaliyle yaşayanlar, en anlamsız ölümleri yaşar.”

Modern insan ise, ölümden kaçarken yaşamdan da kaçan kişidir. Bu yüzden bu çağda ölümler bile sessiz, adsız ve sıradandır.

Ama hâlâ seçebilirsin.

Bir günü diğerinden farklı kılacak bir hayat kurabilir, ölümü bir son değil bir şahitlik haline getirebilirsin.

Çünkü asıl mesele ne kadar yaşadığın değil, nasıl yaşadığın ve nasıl öldüğündür.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
HaYTEK
(04.06.2025 13:25 - #641)
Her fani ölümü tadacaktır.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik çember