Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Fatih GÖKSEL
Köşe Yazarı
Fatih GÖKSEL
 

YAPAY YAPAY YAPAY... EEEEE... BIKTIK BE...

Sekülerizmin kurbanı olan Dünya, teknolojiyi kendisine Tanrı edindi. Bu zihniyet, teknolojiyi de yaratanın Allah olduğunu unuttu. İnsanın kendi ürünü olan bu teknoloji, baş döndüren hamleleri ile her geçen gün farklı alanlarda, farklı mecralarda buluşlar yapıyor. Elektronik sektöründen, otomotiv sektörüne; sağlık sektöründen, bilişim sektörüne; sanayi sektöründen, tarım sektörüne varıncaya kadar birçok buluş... Bu buluşların bir kısmı insanlık için fayda getiriyor ise de, büyük bir kısmı maalesef ki insanlığı çok büyük bir çıkmazın ve kaosun içerisine itiyor. Hayatımızın kolaylaştığını zannediyor isek de, aslında sağlığımızı kaybediyoruz, huzurumuzu kaybediyoruz, neslimizi kaybediyoruz; haberimiz yok... İnsanlığı felakete götürecek bu buluşlardan biri de maalesef ki yapay et. Yapay çiçek, yapay içecek, yapay tohum, yapay zeka... Her şeyin yapayı var da etin neden olmasın? Emperyal güçlerin meşhur bir sloganı: "İnsanları hasta edeceksiniz, ilaç satacaksınız; kavga çıkarıp silah satacaksınız." Böyle yaparak dünya nüfusunu kontrol altına alacaksınız. Yapay et de bu hamlelerden, projelerden birisi. Merak etmeyin; bunun altyapısını hazırlayıp, çok faydalı olduğunu, hatta normal etten daha sağlıklı olduğunu bütün mecralarda dillendirecekler ve bize bunu yedirtecekler. Tekirdağ'da üretilmeye çoktan başlandı bile. Hele bir de fiyatı ucuz olursa, mangalda tadına doyum olmaz... YAPAY ZEKA Hesap makinesi çıktığında birçok esnafımız kullanmıyordu. Beyin fonksiyonlarını yavaşlatıyor, beyinde tembelliğe yol açıyor, beyni kör ettiği için de özellikle sayısal zekâyı pasif hale getiriyor diye... Ohooo... Şimdilerde ise bunlar çok ilkel aletler kaldı. Son derece güçlü çekirdek ve işlemci gücüne sahip telefonlar, televizyonlar, bilgisayarlar, tabletler ve daha niceleri... Bugün gelinen nokta ise baş döndürücü. Mobese kameralarından tutun; siber güvenlik ve savunma sanayi, sesli asistanlar, dil çevirileri, öneri sistemleri, navigasyon, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, e-ticaret... Evet, olsun. Biz teknolojiye karşı değiliz. Karşı olduğumuz, bizi aptallaştıran teknoloji. İnsanın yerine koyulan teknoloji. İnsanı ekarte eden teknoloji. Tanrı yerine koyulan teknoloji. Haşa! Allah'ın yerine koyulan teknoloji... İçinde bulunduğumuz çağ, robotların insanlaştırıldığı; insanların ise robotlaştırıldığı bir dönem. Hal böyle olunca nice cins kafalar, nice zeki insanlar, IQ'su yüksek nice dahiler maalesef ki teknolojinin kurbanı olduğu için değerlendirilemiyor. Hatta daha acısını söyleyeyim; öyle bir dünyada yaşıyoruz ki insanın soyunu tüketmek için uğraşıyorlar. Bu sapkın ideoloji, insanı dünyada değersiz bir varlık olarak görmeye başladı. Şu anki içinde bulunduğumuz sistem ve anlayış maalesef bu. Bugün, laboratuvarlarda insan soyunun tükenmesi için şer odakları var güçleriyle çalışıyorlar. "Birkaç milyar insan bu dünyaya yeter." diyorlar. Bill Gates'lerin, Rockefeller'in, Elon Musk'ların hain planları tıkır tıkır işliyor. Kalbinde iman ve maneviyatı olmayan bu eli kanlı, kravatlı katiller; yerin de, göğün de, havanın da, karanın da, denizin de düzenini bozuyor... İnsanlığın kitabı Kur’an, kitabın tam ortasından konuşuyor ve bu katillere, bu fasitlere 15 asır önceden muhteşem cevap veriyor: "Onlara 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın.' denildiğinde, 'Biz ıslah edicileriz.' derler. İyi biliniz ki, onlar bozguncu ve ifsat edicilerin ta kendileridir. Fakat onlar, ne yaptıklarının farkında değillerdir." (Bakara 11) Görüyor musunuz? Âlemlerin Rabbi olan Allah bu zalimleri nasıl tanıyor... Rabbim, birçok yerde Kur’an’da siyasal güç İslam’ın oluncaya kadar zalimlerle savaşsın diye boşuna mı söylüyor? Siyasal güç, bu kravatlı katillerin, kandan beslenen bu alçakların elinde olduğu müddetçe insanlığa asla huzur gelmeyecektir. İklim antlaşması gibi safsatalarla ekolojik düzene müdahale ediyorlar. Ne gökte, ne yerde rahat duruyorlar. Kitabın anasından bir cevap daha gelsin mi? "İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden, karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı; düzen bozuldu. Böylece Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor." (Rum 41) İşte kitap, işte tespit, işte teşhis. Her şeyimiz, her yerimiz yapay oldu. Konuşmalarımız yapay oldu, yapmacık oldu. Duygularımız yapmacık oldu. Evimiz yapmacık, eşyamız yapmacık oldu. İnsani ilişkilerimiz zaten yapmacık oldu. Ee ee... Allahsız ve kitapsız yaşamanın sonucu maalesef ki yapmacıklar deryasında boğulmak oldu. Dilerim Rabbimden; bu yapay dünyadan, yapay dünyanın yapay insanlarından, şer odaklarından nesillerimizi ve tüm insanlığı kurtarır. Yapay ve yapmacık olmayan duygularımla Allah’a emanet olun.
Ekleme Tarihi: 17 July 2025 - Thursday

YAPAY YAPAY YAPAY... EEEEE... BIKTIK BE...

Sekülerizmin kurbanı olan Dünya, teknolojiyi kendisine Tanrı edindi. Bu zihniyet, teknolojiyi de yaratanın Allah olduğunu unuttu. İnsanın kendi ürünü olan bu teknoloji, baş döndüren hamleleri ile her geçen gün farklı alanlarda, farklı mecralarda buluşlar yapıyor. Elektronik sektöründen, otomotiv sektörüne; sağlık sektöründen, bilişim sektörüne; sanayi sektöründen, tarım sektörüne varıncaya kadar birçok buluş... Bu buluşların bir kısmı insanlık için fayda getiriyor ise de, büyük bir kısmı maalesef ki insanlığı çok büyük bir çıkmazın ve kaosun içerisine itiyor. Hayatımızın kolaylaştığını zannediyor isek de, aslında sağlığımızı kaybediyoruz, huzurumuzu kaybediyoruz, neslimizi kaybediyoruz; haberimiz yok...

İnsanlığı felakete götürecek bu buluşlardan biri de maalesef ki yapay et. Yapay çiçek, yapay içecek, yapay tohum, yapay zeka... Her şeyin yapayı var da etin neden olmasın? Emperyal güçlerin meşhur bir sloganı: "İnsanları hasta edeceksiniz, ilaç satacaksınız; kavga çıkarıp silah satacaksınız." Böyle yaparak dünya nüfusunu kontrol altına alacaksınız. Yapay et de bu hamlelerden, projelerden birisi. Merak etmeyin; bunun altyapısını hazırlayıp, çok faydalı olduğunu, hatta normal etten daha sağlıklı olduğunu bütün mecralarda dillendirecekler ve bize bunu yedirtecekler. Tekirdağ'da üretilmeye çoktan başlandı bile. Hele bir de fiyatı ucuz olursa, mangalda tadına doyum olmaz...

YAPAY ZEKA
Hesap makinesi çıktığında birçok esnafımız kullanmıyordu. Beyin fonksiyonlarını yavaşlatıyor, beyinde tembelliğe yol açıyor, beyni kör ettiği için de özellikle sayısal zekâyı pasif hale getiriyor diye... Ohooo... Şimdilerde ise bunlar çok ilkel aletler kaldı. Son derece güçlü çekirdek ve işlemci gücüne sahip telefonlar, televizyonlar, bilgisayarlar, tabletler ve daha niceleri... Bugün gelinen nokta ise baş döndürücü. Mobese kameralarından tutun; siber güvenlik ve savunma sanayi, sesli asistanlar, dil çevirileri, öneri sistemleri, navigasyon, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, e-ticaret...

Evet, olsun. Biz teknolojiye karşı değiliz. Karşı olduğumuz, bizi aptallaştıran teknoloji. İnsanın yerine koyulan teknoloji. İnsanı ekarte eden teknoloji. Tanrı yerine koyulan teknoloji. Haşa! Allah'ın yerine koyulan teknoloji...

İçinde bulunduğumuz çağ, robotların insanlaştırıldığı; insanların ise robotlaştırıldığı bir dönem. Hal böyle olunca nice cins kafalar, nice zeki insanlar, IQ'su yüksek nice dahiler maalesef ki teknolojinin kurbanı olduğu için değerlendirilemiyor. Hatta daha acısını söyleyeyim; öyle bir dünyada yaşıyoruz ki insanın soyunu tüketmek için uğraşıyorlar. Bu sapkın ideoloji, insanı dünyada değersiz bir varlık olarak görmeye başladı. Şu anki içinde bulunduğumuz sistem ve anlayış maalesef bu.

Bugün, laboratuvarlarda insan soyunun tükenmesi için şer odakları var güçleriyle çalışıyorlar. "Birkaç milyar insan bu dünyaya yeter." diyorlar. Bill Gates'lerin, Rockefeller'in, Elon Musk'ların hain planları tıkır tıkır işliyor. Kalbinde iman ve maneviyatı olmayan bu eli kanlı, kravatlı katiller; yerin de, göğün de, havanın da, karanın da, denizin de düzenini bozuyor...

İnsanlığın kitabı Kur’an, kitabın tam ortasından konuşuyor ve bu katillere, bu fasitlere 15 asır önceden muhteşem cevap veriyor:

"Onlara 'Yeryüzünde fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın.' denildiğinde, 'Biz ıslah edicileriz.' derler.
İyi biliniz ki, onlar bozguncu ve ifsat edicilerin ta kendileridir.
Fakat onlar, ne yaptıklarının farkında değillerdir." (Bakara 11)

Görüyor musunuz? Âlemlerin Rabbi olan Allah bu zalimleri nasıl tanıyor...

Rabbim, birçok yerde Kur’an’da siyasal güç İslam’ın oluncaya kadar zalimlerle savaşsın diye boşuna mı söylüyor? Siyasal güç, bu kravatlı katillerin, kandan beslenen bu alçakların elinde olduğu müddetçe insanlığa asla huzur gelmeyecektir. İklim antlaşması gibi safsatalarla ekolojik düzene müdahale ediyorlar. Ne gökte, ne yerde rahat duruyorlar.

Kitabın anasından bir cevap daha gelsin mi?

"İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden, karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı; düzen bozuldu. Böylece Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor." (Rum 41)

İşte kitap, işte tespit, işte teşhis.
Her şeyimiz, her yerimiz yapay oldu.
Konuşmalarımız yapay oldu, yapmacık oldu.
Duygularımız yapmacık oldu.
Evimiz yapmacık, eşyamız yapmacık oldu.
İnsani ilişkilerimiz zaten yapmacık oldu.

Ee ee... Allahsız ve kitapsız yaşamanın sonucu maalesef ki yapmacıklar deryasında boğulmak oldu.
Dilerim Rabbimden; bu yapay dünyadan, yapay dünyanın yapay insanlarından, şer odaklarından nesillerimizi ve tüm insanlığı kurtarır.

Yapay ve yapmacık olmayan duygularımla Allah’a emanet olun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik çember