Sahiden kuraklık aldı başını gitti. Sadece ülkemiz değil, dünya küresel ısınmanın pençesinde. Kaynaklar her geçen gün azalıyor. Hem de hoyratça kullandığımız kaynaklar. Barajlar çekildi, göller göletler kurudu, nehirler çaylar suyunu çekti, gürül gürül akan şelaleler neşesini yıktı, yol kenarlarındaki çeşmelerden fıs sesi geliyor. Yağışa gelince, İlkbahar yok, sonbahar yok, yazın yok, kışın yok. Mevsimsel dengeler alt üst oldu. Peki neden böyle oldu? CEVAP KUR’AN’DAN...  "İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor."(Rum 41) 15 asır önceden nokta atışı bir tespit. Her yeri bozduk. Dengeleri alt üst ettik. Atılan bombalar, termik santraller, hidroelektrik santraller, nükleer santraller, havanın oksijen, azot dengesini bozdu. Ozon tabakası inceldi. Atmosferik denge alt üst oldu. Bunun sonucunda alçak basınç ile yüksek basınç dengesizliği, ısınma ve buharlaşma ve dolayısıyla yoğunlaşma olmadığından dolayı yağış bırakan bulutlar meydana gelmiyor. Tabii, dengelerin bozulmasının sonucu olarak biz de kurak günleri yaşıyoruz. Şu sıralarda İran Tahran'ı boşaltmayı düşünüyor. Kuruyan kaynaklardan dolayı... Aman Allah'ım olacak şey mi? Susuzluktan dolayı İstanbul'u boşalttığınızı düşünün. Ne büyük bir felaket! Ne büyük bir maliyet! Maalesef ki ülkemiz su zengini değil. Gerekli tedbirler alınmıyor. İnsanlar bilinçlendirilmiyor. Evde su kullanmayı bilmeyen insanlar, ülkenin kaynaklarını kullanmayı nereden bilebilir ki? Yaşam ferdidir, lakin cezalar toplu gelir. Tabii herkes böyle değil. Herkesi suçlamaktan Allah'a sığınırız. Ama sonucuna hep birlikte katlanıyoruz. Bu sayılanlar maddi sebepler ya manevi sebepler? ALLAH'A DÖNERSEK... Ne olur dönersek? Cevap Nuh Suresi’nden gelsin.  "Ey kavmim! Tevhid üzere Allah'a îmân edin, günahlarınızdan tövbe ederek) Rabbinizden bağışlanma dileyin ki, gökten üzerinize, (bulutlar vasıtasıyla) bol bol yağmur yağdırsın. Şüphesiz o çok bağışlayandır.(Nuh 11). Bu kitaba çağ dışı diyorlar. Bu kitabı anlamayan bahtsızların, kitaba sırt dönen putperestlerin, çağ dışı diyen gericilerin Kur'an'dan öğreneceği daha çok şey var. Rahmetin gelmemesini iki sebeple açıkladı Kur'an... Bir, maddi bozulma, iki, manevi bozulma... Buraları tamir etmezsek daha kötü günler göreceğiz. SIKIŞINCA... Sıkışınca Allah diyoruz; yağmur yağmayınca Allah diyoruz. Elimizdeki nimetleri kaybedince mi hatırlayacağız hep bu Allah’ı? Putları çağırsak yardım edebilirler mi acaba? Yağmur yağdırabilirler mi, güneşimizin ısısını ayarlayabilirler mi, bize nefes verebilirler mi, ekmeğimizi suyumuzu rızkımızı bize lütfedebilirler mi? Hayatımıza can, damarlarımıza kan veren kim? Bize el ayak göz kulak veren kim? Akıl veren güç kuvvet veren kim? Şu evreni tasarlayan ve dizayn eden kim? Görünen ve görünmeyen alemi yöneten kim? Elektronları, protonların, nötronları çeviren kim? Allah aşkına ne zaman Rabbimize döneceğiz? Ne zaman günahlarımıza istiğfar edeceğiz? Ne zaman diz çökeceğiz? Ne zaman aciz olduğumuzu anlayacağız? Allah'ın yardımı olmadan hayatımızı devam ettiremeyeceğimizi ne zaman anlayacağız? Hastalandığımız zaman bize şifayı putlar mı veriyor? Başımıza bir bela gelince belayı putlar mı kaldırıyor? Hayır, hayır, hayır, hayır! Tüm bu imkânları lütfeden âlemlerin rabbi olan Allah tabii ki. Öyleyse gelin istiğfar edelim. Günahlarımıza tövbe edelim. Ayaklarımızın altına alalım. O zaman göreceğiz ki rahmet gökten şarıl şarıl inecek. Rabbim bizi rahmetinden mahrum bırakma. İçimizdeki beyinsizler yüzünden bize cezalandırma. Selametle kalın Allah'a emanet olun…