Kültür emperyalizminin yüksek jenerasyonu ile karşı karşıya kaldığımız bir çağdayız. Değerlerimizi bir bir kaybediyoruz. Maddi kaybı telafi etmek telef kolay. Lakin manevi değerleri kazanmak yıllar, hatta asırlar alabilir.
Kimliğine sahip çıkmayan bir millet, emperyal güçlerin paspası olmaya mahkûmdur. Bunun nedeni; bir toplumu ayakta tutan en büyük etmen o milletin maneviyatıdır, kültürüdür, ahlakıdır...
NEYİ YAZACAĞIMIZI...
Evet, bazen neyi yazacağımızı inanın şaşırıyoruz. O kadar sorunumuz, o kadar derdimiz var ki... Bir taraftan rahmet iklimi olan üç aylar girdi, diğer taraftan Mekke'nin fethi, öbür taraftan Sarıkamış şehitlerinin yıl dönümü, diğer taraftan, bizim kültürümüz olmayan, bizim yılbaşımız olmayan miladi yılbaşına sayılı günler kaldı.
Müslümana bakıyoruz üç aylardan haberi yok, Mekke'nin fethinden haberi yok, Sarıkamış nedir bilmiyor...
AMA...
Ah bu amalar olmasaydı... Miladi yılbaşı var diye alışverişler, milli piyango kuyrukları, yılbaşı çekilişleri, çam süslemeler, şırlatan Noel soytarısının kıyafetleri, yılbaşına özel gezi programları...
Daha kaç kere yazacağız, kaç kere anlatacağız, kaç kere uyaracağız bilemiyorum.
Ne zaman kendi dinimize döneceğiz?
Ne zaman kendi kültürümüze sahip çıkacağız?
Ne zaman milli ve manevi duygularımızı coşturacağız?
Ne zaman batının ve batılıların pis yaşantılarını terk edeceğiz?
Ne zaman kendi kimliğimize kendi özümüze döneceğiz?
Ne zaman eğitim sistemini milli ve manevi konularla donatacağız?
Acaba ne zaman Allah'ın istediği gibi bir nizam kuracağız?
Ne zaman kainat sofrasını önümüze dizen Allah'a hamd edeceğiz, onun istediği gibi kul olacağız? Ne zaman, ne zaman ne, zaman... ? Günler geçiyor yıllar geçiyor, neslimiz helak olup gidiyor.
Uyuşturucu kullanmak 13 yaşına, sigara kullanmak 9 yaşına düşmüş. Fertlerimiz çürüyor. Gençlik ölüyor.
HESAP VERECEK
Üzerine düşen görevi yapmayan her birey hesap verecek. İşini yapmayan anne baba, hakikati öğretmeyen öğretmen ve tüm eğitmenler, bu milletin ahlakını, maneviyatını güçlendirmek için hiçbir çaba sarf etmeyen basın yayın mensupları, medya patronları hesap verecek.
Nesline sahip çıkamayan devlet erkânı ve siyasiler de Allah'ın huzurunda hesap verecekler.
Sorumlu tüm kurum ve kuruluşlar Allah'ın huzurunda hesap verecek. Devletlerin bekası, toplumların sefası; iman ve ahlak dolu nesillerle payidar olabilir.
Peygamber efendimiz: "Kim bir millete benzemek isterse o da ondandır" buyuruyor.
Hristiyanlar ve Yahudiler oruç tutuyorlar mı, namaz kılıyorlar mı, kurban kesiyorlar mı... Hiçbirini yapmıyorlar. Neden Müslümanlar Hristiyan ve Yahudilerin dinini yaşama gayretindeler acaba?
Yüce rabbiniz bakara suresinde:"Onların dinine tabi olmadıkça onlar gibi yaşamadıkça onlar gibi düşünmedikçe onlar sizden asla razı olmazlar" buyurmakta. Ben onu bunu bilmem dinimize dönmedikçe toplumda huzur asla olmayacaktır vesselam...
Rabbim, bu kıymetli ayların tekrarına ulaştırsın. Başta Gazze olmak üzere tüm İslam alemini zalimlerin peçetesinden kurtarsın inşallah.


