ATTIĞIMIZ TAŞ..!
Merhaba sevgili dostlar, kıymetli okurlar.
Elime aldım kara kalemi, pardon oturdum bilgisayarın önüne, verip veriştireyim diyorum aldığı yerden alana, verdiği yerden verene...!
Kimi, ekmek kavgasında, iki cam şişe, dört-beş karton kutu toplayıp, satacak para kazanacak, kimi de oturduğu konutun eskimemiş bile olan neredeyse kullanılmamış eşyalarını yeniden değiştirip, harman savurmada..!
Kimi, okuyup, adam olayım babam gibi; eşek olmayayım diye çabalarken, kimi de “referans” vasıtasıyla hatta gitmeden maaş aldığı işinin telaşında...!
Kimi, yol yordam bilerek, büyüğü küçüğü gözeterek, kimsenin hakkına hukukuna zarar gelmeden olacak işlerini yaptırma derdinde, kimi de hatır gönül bile saymadan, güya “tepeden” iş gördürüp, “bak ben nasıl yaptırdım” havasında..!
Kimi, hak yemeden, çalıştığı işte “tırnaklarıyla çalışıp, kazanıp” yükselip geldiği yeri unutmamayı bilirken, kimi de “aman sende” demeye devam edenlerden olma yolunda hızla ilerlemekte..!
Kimi, anası ya da babası hasta, çalışamaz durumda olup, onların eli ayağı olarak, bedensel temizliklerine kadar öf bile demeden evlat olma çabasında, kimi de vücut bulma sebeplerinin bayramda dahi elini öpmeye gitmeden dünya yolunda koşmakta..!
Kimi, yaratılanı sever, yaratandan ötürü sokaktaki dostlara bir kap yemek, biraz su içirmeye çalışırken, kimi de vahşice en akla gelmeyen işkence ve zulümle doğayı ve sokaktaki dostlarımızı katletme yarışında..!
Kimi, hastalara derman olayım Allah’ın izniyle diyerek, bedenini bile insanlık için feda etmeye koşarken, kimi de “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” düşüncesizliğinde..!
Kimi, cennet vatanımızın evladı olarak, canını hiçe sayarak “ölürsem şehit, kalırsam gaziyim” düsturunda, kimi de olmayacak vatan hainliğinde..!
Kimi, koskoca devletimizin yaptığı imar ve medeniyet basamaklarını gıpta ile temaşa ederken, kimi de elma şekeri bulmuş dört ayaklı gibi kemire kemire eşinmekte..!
Kimi, boş beşik sallarken anne olamadım diye sabreder, doğurmadığı evlatlara kucak açar, kimi de orada burada köprü altına, cami avlusuna bırakıp, “saldım çayıra, Mevlam kayıra”, Allah deldiği boğazı aç bırakmaz diye güya tevekkülde..!
Kimi, millet menfaati için iş ve aş üretme, ürettirme gayretinde, kimi de aman oturduğum yerden kalkarsam, “üstünde oturduğum yumurtalar soğur” diye kıpırdamayayım gafletinde..!
Kimi, canı yanmazken bile polisimize, askerimize canı kurban, kimi de canı yandığında dahi onlara taş atıp, kurşun sıkma edepsizliğinde..!
Ne bileyim işte sevgili dostlar, kıymetli okurlar, dolmuşum iyice, o kadar çok çarpıklığı yaşıyoruz ki sizler de her an ve her zeminde görüyor ve biliyorsunuz.
Elbette bu taşlar, burnu gereksiz havada ve içi boş liyakatsizlere, müsveddelere, geldiği yeri unutan hadsizlere, densizlere, insan olma yolunda bile olamayanlara, cahillere, beyni yerine başka yeri çalışanlara, “Ebu Cehillere”...
Yoksa, attığımız taş, ürküttüğümüz kurbağaya değmez ben de biliyorum…
Mevla, görelim neyler… Neylerse güzel eyler…
Bir MŞSS sözü: “Sulhün sefası imardır, elbirliğiyle kurulur…”
Ha bir de unutmadan, “Sevelim, sevilelim dünya kimseye kalmaz.”
Saygı ve selamlarımla…
24 Haziran 2020 Çarşamba 00:13
YORUMLAR
-
Alkışlıyorum sizi
Misafir 25 Haziran 2020 14:39 Az bile yazmışsınız...
-
Tebrikler
Misafir 16 Temmuz 2020 09:45 Atacak çok taş var daha da...
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
VUR DEYİNCE…
DÜNYA KİMSEYE KALMAYACAK..!
TESTİ KIRILDI..!
BÜYÜYE BÜYÜYE!!!
DOĞRU, YANLIŞ OLMAZ...!
GELECEĞİMİZ AYDINLIK
ORTAMIZ YOK !!!
…BİZDE (2)
SAĞIR SULTAN DA GÖRDÜ..!
…BİZDE (1)
EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM..!
MAKARNA KAFA
RENKLER…
EĞİTİM ŞART..!
KAPILAR KAPANINCA…
DOLMAYAN…
TERCİHLER…
TEZATTAYIZ, NE MUTLU!
BENDEN SÖYLEMESİ…
OLURU, OLMAZI...
TAŞI DELEN…
SADECE UMUT…
YOKLUĞUN VARLIĞI…
UMUTTAKİ MUTLULUK…
BİR MASA, BİR KADIN…
KONUŞALIM..?
AŞKLA…
DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR…
GİTTİM, GÖRDÜM..!
DAİMA BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR…
BÜYÜK ANLAYIŞSIZLIK…
KONUŞALIM, ANLAYALIM, ANLAŞALIM…
UNUTTUK..?
BİLGİ BİLGİDİR..?
BEKLİYORUZ, DÜŞÜNÜYORUZ…
TARTIŞMALAR…
HAYAT MEMAT..!
DÜŞÜNMEK LAZIM..!
İNCESİ, KALINI…
Başka TÜRKİYE..?
TUTAN DA, TUTMAYAN DA…
OKU, ANLA, YAŞA…
İFTARİYELİK…
NEREYE KADAR..?
KAYBETMEDEN…
KALBİMİZ ATARKEN..!
MUCİZE..!
İKİ KONU..!!
VAR BİRAZ DA...
ANLIYORSUNUZ DEĞİL Mİ?
EY İNSANLAR…
3 Aralık...
NE DEĞİŞTİ ???
NE DEĞİŞTİ..??
NE DEĞİŞTİ..?
DAHA DÜN ANNEMİZİN…
YİNE, YİNE, YENİDEN…
HATIRASI VAR…
MUTLULUK GEMİSİ…
GÖNÜLDEN…
BU GELEN…
BAKMAK ve GÖRMEK…
DÜNYA DEVRİ…
BAŞKA…
AŞK NEREDE..?
ESKİLER…
ELBETTE ÇANAKKALE GEÇİLMEZ…
DÜŞMAN KAZANMA SANATI...
KÖŞE BOL…
TASARRUF…
BİZİM TUNCAY’IMIZ…
GENÇLERİMİZLE…
ŞİİR ve KALEM…
İŞ ve EKMEK KAPISI…
EĞİTİM ŞART…
YENİLENMEK, YİNELENMEMEK…
BU DA GEÇER…
ARTIK SAVAŞMADAN SEVİŞELİM…
SELAM VE MERHABA…
DEVLETLİ VATANDAŞ (Mutluluk ve refah içinde olan Vatandaş)
BAYRAM SEVİNCİ
BİR, İKİ, ... , KIRK, KIRKBİR
ONLAR BİZİM…
BAŞKA SÖZE…
OLMAZ DEMEYİN…
ARTIK...
SAYMAK LAZIM...
YAŞAMAK ve YAŞATMAK LAZIM...
VAR MI BAŞKA İZAH TARZI?
“BİR” OLALIM, İKİ, ÜÇ DEĞİL !!!
AKIL MI, BEYİN Mİ?
ÖZLENEN ve BEKLENEN
GÖNÜL KAZANMAK
HOŞ GELDİN…
BİR DÜŞÜNELİM !!!
İKİ TARİHİ HUSUS
SABIR, SABIR, SABIR…
DOKUNMAK
ANI YAŞAMAK
İFADE İLE İSTİFADE
İBADET ve TAAT
23 NİSAN
O’NUN İZİNDE…
ŞİMDİ SIRA…
DÖNÜM NOKTASI
YAZA YAZA
ÇIRAK BİLE OLMAYAN GENÇLİK
ANNE, EŞ, ÇOCUK, KARDEŞ...
İKİ KULAK, BİR AĞIZ...
SANAT MI, ZANAAT MI?
KIYMET BİLMEK
DAMLAYA DAMLAYA…
MUTLU OLMAK MI / OLABİLMEK Mİ?
BAŞLIKLAR...
NEYİMİZ EKSİK...
OKUMAYINCA
BAŞKA ANADOLU YOK
DÜRTE DÜRTE DE OLSA...
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE!..
MESELE
BAKIŞ AÇISI
YAZI+YORUM
deneme Makale
YORUM EKLE